lundi 14 juin 2010

Galata Kulesi ile Galata Koprusu'nun hikayesi



Galata Kulesi ozlemis olacak ki deniz havasini,
Galata Koprusu'nun yakinlarinda gezintiye cikmis,
kur yapmaktaydi koprunun balikcilarina..
Biraz da misil olsun diye koprunun umarsizligina,
Yan gozle de bakmaktaydi Kiz Kulesi semalarina...
p.m.

samedi 5 juin 2010

Öğreniyorum öyleyse varım!!

"Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi; bilmez ki sorsun, bilse sorardı." demiş Sadi.

Dünyaya gelen her minik bebek, büyüyüp de aklı ermeye başlayınca etrafındakileri soru yağmuruna tutmaya başlar. Çünkü merak etmektir insanın doğasında olan..Öğrenmek, anlamak, anlam vermek..

Ben küçükken çok soru sorar mıydım bilmiyorum, büyürken aldığım eğitim süresince de soru sormayı teşvik eden çok fırsatım olmadı. Ancak, öğrenme açlığı olan bir insanın etrafına ve kendine sorular yağdırması ve bu soruların cevaplarını bulmak için sayfalar karıştırması, satırlar yutması çok da "öğrenilen" bir şey değil sanırım..

Benim öğrenme açlığım, bilme ve anlama açlığım, hiçbir işime yaramayacağını bildiğim halde anlamaya çalışma açlığım insanın doğasında olan merak etme olgusunun sonucu olarak kendi kendine ortaya çıktı. Çevremde bilim adamları olmadı hiç, bırakın bilim adamlarını hayata sorular soran, eleştirel bakış açısına sahip, "meraklı" adamlar da çok fazla olmadı etrafımda. Hatta öyle saygı duymuşum ki "bilen" insanlara, hayatımda ilk kez 20 yaşımda bir üniversite profesörüyle bire bir görüşme yapacağım diye ellerim titremişti heyecandan.

Bu öğrenme açlığımı kazanmamda çevremde olup bitenlerin veya bulunduğum ortamların, karşılaştığım insanların katkısını yadsıyamayacağım tabii ki de. Lisans eğitimim süresince aldığım akademik bilgi ve becerilerin yanında üniversitemin bana öğrettiği çok önemli şeylerden biri de araştırmayı sevmek oldu. Kimi zaman da çevremdeki insanların bilme aşkıyla kendimi merakın orta yerinde buldum.

Şimdi zannedeceksiniz ki karşınızda çok bilen, çok okumuş, çok gezmiş, çok görmüş bir insan var..Hayır bu değil benim anlatmak istediğim. Ben sadece "öğrenme ve anlama" isteğinin hayatındaki birçok şeyin önünde yer aldığı biriyim. Öğrenmenin sadece okuyarak olabileceğine de inanmıyorum. Öğrenmek görerek olmalı, deneyimleyerek olmalı, yaşayarak, hissederek olmalı. Tarih öğreniyorsa insan, o topraklarda adım atmalı, nefes almalı.. Ne yapayım ben makalelerine can vereyim derken eline bir deney tüpü almayı unutmuş bilim adamını veya hayatında hiç öğretmenlik deneyimi olmamış bir üniversite hocasının öğretmen yetiştirirken anlattıklarını..

Ama bu devirde öğrenmek de zor. Bilgi parayla, deneyim torpille, üniversitelerde kesenin ağzını en çok açanlara en güzel diplomalar dağıtılıyor. Bizim alandan ise hiç bahsetmeyelim, "uzmanlaştım" diyen her nesil, bir sonraki nesillere bilgi ve birikimlerini aktarmak için can atıyor. Tamamen duygusal tabii ki!!! Her ay maaşının yarısını eğitimlere harcamayan bir psikolog/psikolojik danışman için öğrenme aşkı kursaklarda kalıyor, eğitim duyuruları bilgisayarın dosyalarında "bir sonraki emire dek" tutsak ediliyor.

Her nasılsa, insan aslında o kadar dirençli ve güçlü yaratılmış ki, istemek başarmanın yarısı oluveriyor yine de. Yalnızca anlamak, anlamlandırmak isteyen için sınır ve engel yok. En azından olmadığı bir dünya hayal ediyoruz. Bizden sonra, bizimle aynı sıralarda dirsek çürüten nesile aktarabileceğimiz bundan daha güzel bir hediye düşünemiyorum.

Bu yüzden de ben işimi yaparken hem öğreniyorum, hem de öğrenmeyi öğretiyorum...

"Anlamaya, öğrenmeye en yakın olduğun zaman kalbin yerinden çıkacak gibi çarpıyorsa heyecandan, sen de ömür boyu öğrencilik adaylarından birisin hayatta ilerleyecek olan...Defne S."

HARMONI - Sozluk anlami: Uyum, ahenk.

Harmoni, bu kizin en sevdigi kelime..
Neden? Cunku henuz hayatin buyusunu daha iyi tanimlayan bir sozcuk bilmiyor..
Iste bu harmoni oyle bir sey ki, hayatin basit notalarini buyuleyici melodilere donusturebiliyor..
Ve yine bu harmoni, bazen kendi hayatlarimizi bile anlayamamiza/anlamlandiramamiza sebep oluyor..

Bu blogda sizlerle mavi gunlerimi paylasmak isterdim, "harmoni"li gunlerimi..Ancak ne yazik ki hayat sadece mavi gunlerden ibaret degil..Yani bu blog bir hayatin butun renklerini sizlerle paylasmak icin, benim hayatimin..Ve belki de baskalarinin..